FULBRİGHT ile Amerika Yolu

    Öncelikle uzun bir aradan sonra merhaba!!! 

     3 ay sonra yazmak istiyordum aslında bu yazımı fakat adım adım hatıralarımı yaşıyorken doğru olarak sizlere de aktarmak istiyorum. Fulbright nedir? Öncelikle bunu açıklamak istiyorum daha sonrasında; neler yaptığımı, nasıl kazandığımı, kazandıktan sonraki süreç nasıl oluyor gibi konuları ayrıntılı olarak anlatacağım. Fulbrigh'tın tarihçesine internetten bakarak bulabilirsiniz veya kimin kurduğu gibi vesaire gereksiz bilgileri aktarmayacağım. Fulbright; benim açımdan bir dönüm noktası. Eşitlikçi ve sizin hayatınızı değiştirecek olan eğitim bursudur kendileri, kısacası hayatınızın fırsatı. Tam bu noktada okumaya ara verip gidip kendinize göre olan burslara ve şartlarına bakıp kolları sıvayın derim...  https://fulbright.org.tr/ sitesinden kendinize uygun olan bursu araştırıp kriterlerine göz atabilirsiniz.

     Fulbright ile tanışmam okul sayesinde gerçekleşti, okula gelip bilgilendirme toplantısı yapacağını duyurdu ve bölüm hocamız kesin olarak gidip katılın ve başvurun uyarısı yaptı. Ne kaybederim düşüncesiyle araştırmalar yaptım baktım 'Meslek Yüksekokulu Bursu' için uygun bir adayım kolları sıvadım hemen. Gerekli olan evrakları doldurup postaladım Ankara ofislerine ve umudumu kestiğim sırada şans eseri mail attıklarını gördüm, (belgelerimin eksik olduğunu ve tamamlayıp yollamam gerektiğini aksi takdirde değerlendirmeye alınamayacağımı söyleyen) ilk düşündüğüm şey eksik belge istiyorlar ve ben mail kontrol etmeyen insan bunu gördüysem (hem de teslim tarihinden iki gün önce ) olacağı ihtimalini düşündüm hemen tabii. Evrakları yolladım yaklaşık bir ay sonra bir mail daha geldi, açıklama şöyle ' Tebrikler ön elemeyi geçtiniz. İngilizce sözlü mülakat tarihiniz, zoom kodunuz ve şifreniz aşağıdadır. Lütfen toplantıya gecikmeyiniz ((vesaire))' tam bu noktada öyle bir inanç oluştu ki içimde size anlatamam. Neyse 1 hafta sonraki mülakat için hazırlanmaya başladım, evet hazırlık yılı okudum üniversitede fakat online sisteme geçildiğinden beri İngilizce konuşmuyordum ve çok fazla hamladığımı fark ettim. Mülakat sorularını araştırdım, youtube'da bir kaç kişi video çekmiş onları izledim, bursu kazanan diğer kişilerle konuştum vesaire ortalama soru kalıpları çıkardım ve kendimce cevaplar oluşturdum cümleleri ezberlemeden ayna karşısında konuşmaya çalışmalarla geçti  beş günüm sonra bir şey fark ettim ki bu bence dönüm noktam oldu. Uyuyamadığım gecelerden birindeyken kendi kendime kızarken buldum kendimi ' Başkası gibi konuşuyorsun Melis, sen kendin olmazsan seni ne yapsınlar? sadece kendin ol ve her zaman ki hedefine ulaş ve kazan...' Kendimi kendimden başkası ikna edemiyor bu tür konularda... Haberi olan insanlarda ' heyecan yapma, yapabilirsin..' tarzı klasik cümleler duymaktan kendimi ikna etmem gerektiğini unutmuştum. Giden beş gün onların olsun kalan iki gün bana kendimi bulmam için yeter dedim oturdum yazdım; yazdıkça öğrendim ,kendimle sohbet ettim vesaire... Geldik mülakat gününe hiç uyumadan mülakata girmeyi planladım çünkü uyuyunca benim öğrendiklerim siliniyor sanırım :)  Mülakattan on dakika önce heyecanı hiç olmayan insanın kalbi ağzına gelmeye başladı ve bu arada hala kendimle savaşıyorum ,ikna çabalarım hala sürüyor, son bir dakika varken dedim 'Ne kaybedeceksin? konuşmazsan kesin kaybedeceksin konuşursan ikna edip kazanabilirsin. "Just speak them'  'I am going to win''  dilli dilber oldum çıktım arkadaşlar...Ben son bir yılda bu kadar türkçe konuşmamışımdır...Kendimi şaşırttım aslına kendimden beklemediğim bir takım hareketlerdi benim için:) Mülakat bittiğinde ''Kesin kazandım...'' düşüncesiyle somnucu beklemeye başladım. Tam bir hafta sonra İstanbul'a gittim havuz dersi için ölü gibiyim uykulu bir halde mesajlara bakarken instagramdan diğer konuştuğum adaylardan biri mesaj atmış ' Mail geldi bak hemen!!' Kalbim pırpır tabii bu sırada arkadaşım telefonu elimden aldı sonra duyduğum tek şey 'Gidiyorsuuun!!!' çığlığıydı... Mutluluktan ağladığım ilk gün olarak tarihe geçti tabii, Daha önce bu kadar mutlu olmadığımı tam bu anda fark ettim önceden hep sevinç gözyaşı dediklerinde ağlamaya yer arıyorlar diye düşünürdüm durum öyle değilmiş... Asıl süreç bu noktada başlıyormuş tabii, gelen mail şöyleydi, ' Sözlü mülakatta olumlu sonuç aldınız artık aday adayısınız. İletişime bu mail üzerinden geçilecek...' diye devam eden bilgilendirme mesajı sonrasında maille iletişim kurulup oryantasyona katılmamız istendi vesaire istenilen belgeler ayrıntılı olarak açıklandı, ingilizce derslerimiz hakkında bilgi aldık. Çok ilgili ve çok fazla sizi dolduran bir burs olduğunu düşünüyorum. İngilizce dersleri hakkında burs hakkında daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim çünkü her programın farklı işlediğini düşünüyorum veya her yıl yenileme yapılabiliyormuş bu nedenle zaman içinde doğru olan bilgilerin yanlış bilgilere dönüşeceğini düşünüyorum. Bir sonraki yazımı bir aksilik olmazsa Amerika'da yazmayı planlıyorum( Temmuz 15 için gidiş planlanıyor).

     Her zamanki özlü sözlerimle yazımı sonlandırmak istiyorum. Siz kendinizin arkasında olmazsanız hiçbir şey başaramazsınız. Hangi koşulda olursanız olun her ne istiyorsanız isteyin ona ulaşmak için her zaman bir yol vardır ve eğer diyorsanız ki ''Hayır ya böyle bir yol yok benim hayatım çıkmaz sokaklarla dolu'' yanılıyorsunuz arkadaşlar sadece siz gerçekten istemiyorsunuz önce kendinizi ikna edin sonra zaten su akar yolunu bulur. Son olarak 'Life is short, smile while you still have teeth'

Yorumlar

Popüler Yayınlar