Hamam Böcekleri
Wikipedia’ya göre hamam böcekleri her ortama adapte olabilir. Hatta kafaları olmadan iki hafta yaşayabilirler. Ama sonunda açlıktan ölürler. Hayatta da böyle insanlar var: Her yere uyarlar, benliklerini kaybederler. Onları durdurmak için başlarını ezmenize gerek yok; çoktan tükenmişlerdir. Ben böyle biri olamadığım için çok mutluyum. O yüzden kimse başımı ezemeyecek. Ama benim de hamam böcekleriyle ilgili bir hikâyem var.
Bir önceki blogda çalışıyor olduğum için çok açık yazamamıştım ama artık istifa ettiğime göre konuşma zamanı. Evet, Avusturya’daki işimden ayrıldım. Sebebi çok ama önce nasıl çalıştığımı anlatayım: 4 ayda 5 farklı pozisyon. Patronların iki oteli vardı, biri yukarıda à la carte hizmet veriyordu, diğeri aşağıda menü ağırlıklıydı. Ben her izne çıkanın yerine çalıştım. İki tarafın da şefi farklıydı ve yukarıdaki otelin şefi tam bir kâbustu. Asıl ayrılık sebebim de oydu.
Bu şef denilen kişi ne şeflikten anlıyordu ne de insani ilişkilerden. Tüm ekip olarak ırkçılık, mobbing ve psikolojik şiddetle karşı karşıya kaldık. Yaz sezonunda başkaları hedefteydi, kış sezonunda sıra bana geldi. Irkçılığı bir yere kadar sineye çekebiliyorsunuz ama işinizi severek yapıyorsanız mobbinge dayanmak imkânsız. Psikolojik şiddetin ise zaten hiçbir açıklaması yok. Bana “bunu yapamıyorsun, daha önce gösterdim” dediği gün başladı her şey. Ama ben her detayı not alan, belgelerle çalışan biriyim. Beni müşterinin önünde azarladığı günse ipler koptu. Bir şef, sizden bir tabak çıkarmanızı bekliyorsa açık tarif verir, ölçüyle çalışır ve herkesin aynı sonucu alabileceği bir sistem kurar. Ama bu kadın sözlü anlatım yapıyor, ölçü yok, netlik yok. Önce “kendi stilinde yap” diyor, sonra da “sen aşçı değilsin, ne işin var burada” diyerek aşağılama yoluna gidiyor. Gün içinde moraliniz bozulursa da “istersen izne çık” diyerek sizi suçlu pozisyonuna sokuyor.
Bir dediği bir dediğini tutmayan biriyle dört ay geçirdim. Psikolojim darmadağın oldu. Yemek yeme süremize bile karışıyordu. Gerçek 5 dakikalık molada neden oturduğumu sorguluyordu; kendisi arkadaşıyla kahve içerken. Bu süreçte fiziksel belirtilerle anksiyete yaşadım: El titremesi, kalp çarpıntısı, göz kararması. Dikkat dağınıklığı ve yeme bozukluğu da eklendi. 10 saatlik mesailerde sadece su içerek çalıştım. Bazen gün boyu ağzıma bir lokma koymadım. Sadece mesai sonunda, hayatta kalmak için bir şeyler yedim. Bu, ciddi kilo kaybına ve özgüven çöküşüne sebep oldu. Oysa ben mesleğinde kendini birçok kez kanıtlamış, sağlam özgüvene sahip biriyim. Eğer bu yaşadıklarımı daha kırılgan biri olarak yaşasaydım, bu yazıyı buraya kadar yazamazdım bile.
Sezon sonunda aşağıdaki otelin şefiyle konuştum. Bu kişiyle bir daha çalışmak istemediğimi ve yaz sezonunda eğer mümkünse aşağıda görev almak istediğimi belirttim. Sezon bitince bana “seni yaz sezonunda almayacağız, çünkü yeterli personelimiz var” dediler. Yerseniz… Bugün yaz sezonu başlamış ve +2 kişi işe alınmış. Yani, sistemlerine itiraz edersen, daha iyisini hak ettiğini söylersen, seni uzaklaştırıyorlar. Çünkü başını ezemiyorlar.
Eğer bir hamam böceği olmak istemiyorsanız, etrafınızdaki hamam böceklerini temizlemeniz gerekir. Onlar her zaman olacak. Ama ben de onların kafasını ezmeye devam edeceğim. Süreci tazminat davasına taşımam an meselesi. En azından
Şu an İzmir’deyim. Psikolojimi toparlamaya çalışıyor, nereye gidebileceğimi düşünüyorum. Onlarca iş teklifi alıyorum, çoğu komik. Sanırım ülke dramı biraz da komediye dönüştürmek istiyor bizi güldürmek icin komik is teklifleri yapan is verenlere buradan da selam yollamak isterim. Yurtdışına yüzlerce başvuru yapıyor, yüzlerce ret alıyorum. Bağlantılarımla konuşuyorum, fikir alıyorum. Biraz geziyorum, biraz nefes alıyorum, biraz da dijital sanat yapıyorum. Ama merak etmeyin, az biraz zamana ihtiyacım var. Kendimle tekrar tanışmam gerek. Sonrasında çok daha iyi olacağım.
Unutmayın:
Hamam böceklerinin kafasını ezmeniz, onların ölmesi için yeterli.
Yorumlar
Yorum Gönder